Türkiye de En çok görülen Pire Türleri
Pire larva ve pupaları ortam koşullarına ve kullanılan ilaçlara karşı dayanıklı ve etkilenmezler. Çevre koşullarına dayanaklı ve zarar görmeyecek bir zar ile kaplıdır. Pireler hizlı üreme potansiyeline sahip haşereler grubunda yer almaktadır.
Pire ilaçlama yapılmadan önce ortam koşulları detaylı bir şekilde analiz yapıldıktan sonra pire türü tespit edilmesi yapılacak ilaçlama için çok önemli rol oynamaktadır. Ortam koşullarına ve pire türüne bağlı olarak alan büyüklüğü hesaplanarak ilaç ve ekipmanlar seçilmelidir.
Bireysel yapılan pire ilaçlamaları çok etkili olmamakla birlikte zaman ve maddi kayıpların olmasının yanı sıra zehirlenme ihtimali yüksektir. Bu tür durumlarda profesyonel firmalardan destek alınması çok daha sağlıklı olur.
Pire ilaçlama hizmeti almadan önce hizmet alacağınız firmanın sağlık bakanlığı tarafından verilmiş yetki belgelerini teyit ettirmelisiniz.
Tahtakurusu
Tahtakurusu Dış Görünümü Tahtakuruları, 4 ya da 5 mm boyunda (yaklaşık elma çekirdeği ebadında), düz, kırmızımsı kahverengi renkli ve oval şekilli haşerelerdir. Kan emdikten sonra renkleri daha kırmızı olur ve daha şişkin görüntüleri olur. Davranışları, Beslenmesi ve Alışkanlıkları Tahtakuruları sadece kanla beslenir. Soğuk hava koşullarında, bir seneye kadar beslenmeden yaşayabildikleri bilinmektedir. Geceleri, evdeki insanlar uyudukları sırada, daha faal olurlar. Döşek araları, çarşaflar, mobilya, süpürgeliklerin arkası, priz boşlukları ve resim çerçeveleri dâhil olmak üzere yarıklarda ve çatlaklarda bulunurlar. Genellikle, ziyaretçilerin bavullarında ya da cüzdan, çanta gibi şahsi eşyalarında odadan odaya geçebildikleri otel odalarında tahta kurularına sıkça rastlanır. Üreme Dişi tahtakuruları, günde bir ile beş yumurta arasında olmak üzere tüm hayatları boyunca toplam 200 ila 500 yumurta yumurtlayabilirler. Normal oda sıcaklığında ve yeterince besin kaynağıyla, 300 günden fazla bir süre yaşayabilirler.
Latince Adı Acari Alt sınıfı Akar – Mite
Dış Görünümü
Akarların binlerce türü vardır ve çoğunluğunun uzunluğu 1 mm’den daha kısadır. Diğer eklembacaklılara benzer şekilde gövdeleri prosoma ve abdomenden oluşmaktadır. Akarların dört çift bacağı vardır.
Akarların Davranış, Beslenme ve Alışkanlıkları
Akarlar yumurtadan itibaren tam olgunlaşmadan önce larva ve pupa evrelerinden geçerler. Karada ve suda yaşayabilirler. Çoğu akar, hayvanlara karşı zararlı olmasa da; doğada bazı türleri parazit niteliği gösterirler. Hayvanlarda yaşayan bazı parazitik akarlar, uyuz olarak bilinen deride ciddi tahrişlere neden olabilir. Örümcek akarları ekinleri tahrip ederken, benzer şekilde kuş akarları bazı kümes hayvanlarına musallat olurlar. Parazitin bazı türleri konakçılarının solunum sistemine yerleştiklerinden dolayı, diğerlerinden daha tehlikelidir. İnsan piresi gibi diğer türleri ise tehlikeli hastalıklara neden olabilir.
Akar İstilasının Belirtileri
Akarların belirtileri büyük ölçüde türüne bağlıdır. Çoğu akarı, büyütmeden net görmek zordur. Buna karşın, bir yüzey boyunca hareketleri hissedilebilir. Bitkilerle beslenen bazı akarlar ağ yapabilir ve örümcek akarları gibi örümcek ağı oluşturabilir. Ayrıca yaprakta solmaya ve sonunda yaprak düşmesine neden olurlar. Bazı akarlar yonca akarları gibi parlak kırmızı renklerinden dolayı kolaylıkla görülebilir. Hayvan ve insan konakçılarında yaşayan akarlar deride tahrişe neden olabilir. Bununla birlikte deri tahrişinin birçok nedeni vardır ve gerçek nedenini belirlemek için bir doktora ihtiyaç duyulabilir. Akarlar Hakkında Diğer Bilgiler Akarlar, çeşitlilik gösteren bir zararlı grubudur. Bazı akarlar yırtıcıdır ve diğer akarlar ile beslenirler. Bazıları ise çürüyen maddelerden beslenirler. Bazı akar türleri ise, bitkiler ile beslenir ve bitki zararlısı olurlar. Son olarak, bazıları da hayvanlar ile beslenirler.
Uyuz Böceğinin Biyolojisi
Uyuz böceği insanın derisi içine girerek tüneller halinde (2 mm-3 cm uzunlukta) yerleşip üreyen, devamlı deride tünel açan, kabarcıklar, delikler ve yaralar meydana getiren bir parazittir. Kıl diplerinde iltihaplı dermatit de yaparlar. Böcek yassı, oval, kitinle örtülü ve kirli sarı renklidir. Kısa, kalın ve kıllı bacakları vardır. 0.4 mm boyunda ve 0.3 mm enindedir. Deri altına yumurtlayarak ürer. Yumurtlamadan iki hafta sonra hastalığın başlaması vücutta genellikle parmak araları, bilek ve dirseklerin iç kısmı, koltukaltı, karın ile bacakları sarması ile olur. Deride kazdığı tünellerin üzerinde içi su ve parazit dolu kabarcıklar oluşur. Özellikle geceleri artan şiddetli allerjik kaşıntılar olur. Buna uyuz hastalığı denir. Uyuz insanlardan el sıkma ile, kullandığı eşyalar ve bir arada yaşama ile bulaşır. Özellikle okul, yurt, kışla gibi toplu yaşam yerleri en kolay bulaşma ortamıdır. Uyuz böceği kedi, köpek gibi memeli hayvanlarda da hastalık yapar. Hububatla da geçen cinsi vardır. Deride geceleri daha artan kaşıntı, kabarcıklar varsa doktora gidilmelidir.
Kontrol Önlemleri
İyi bir vücut temizliği, ardından verilen böcek öldüren ilaçlar tarife göre tekrarlanarak vücuda sürülür. Vücut ilaçlı bırakılır. Üstteki çamaşırlar değiştirilir. Bu işlemi evde hasta olan da olmayan da yapmalıdır. Ev içi ve yıkanamayan eşyaların profesyonel servis tarafından özel formülasyonla ilaçlanması gerekir. Okul ve yurt gibi toplu yaşam alanlarında ise hastalar tecrit edilir ve okul içinde komple ilaçlama yapılmalıdır.
Bit
Latince Adı Pediculidae Familyası
Dış Görünümü
Erginleri 2 ile 4,2 mm uzunluğunda, kanatsız ve yassıdır. Renkleri beyazımsı ila gri arasında değişir ve bacaklarının ucunda kancaya benzeyen pençeler bulunur.
Davranışı, Beslenmesi ve Alışkanlıkları
Bitler, memelilerden ve kuşlardan beslenen parazitlerdir. Bitlerin sadece bazı türleri insan konakçıda yaşamakla birlikte çeşitli türleri vardır. İnsan konakçıda yaşayan bitler elbise kıvrımlarında ve dikişlerinde bulunabilir. Kuşlarda bit olabileceğinden dolayı, kuşta bulunan bitler kuş bakıcılarını ısırabilir.
Saç bitleri, insanda en yaygın şekilde istilaya neden olan canlılardır ve pisliğin göstergesi değildir. Saça ihtiyaçları olmasına rağmen bitler, kısa veya uzun saçta bulunabilir. İnsan saç bitleri, çoğunlukla kulakların arkasında, saç diplerinde ve ense kökünde bulunabilirler. Yumurtaları, sirke olarak bilinir, bu nedenle ‘‘sirke- ayıklama’’ terimi kullanılmaktadır, salgıladıkları özel tükürükleriyle konakçının saçına yapışırlar. Sirkeler beyaz renklidir ve kafa derisinde tek saç teline yerleşirler.
Vücut bitleri ise kafa derisinden ziyade elbiselere yerleşmelerinden dolayı saç bitini andırır. Genellikle insanlar aynı kıyafeti günlerce hiç çıkarmadan veya yıkamadan giymediği için pek yaygın değillerdir. Vücut biti istilasının belirtileri, şiddetli kaşınma ve vücutta kırmızı lekelerdir. Bu bit türleri, deride enfeksiyona yol açabilir. Vücut bitlerinin hastalık taşıyıcısı olduğu bilinmektedir.
Üreme Bitlerin üreme ve gelişmesi türlerine göre değişkenlik gösterir. Dişi saç bitleri 50 ile 100 yumurta üretir ve bu yumurtalar kafa derisine sıkıca tutunurlar. Vücut bitleri maksimum 200 yumurta üreterek, bunları genellikle insanların giysilerine bırakırlar. Bit İstilasının Belirtileri Bitlenme belirtilerinden bazıları deride tahriş veya saç ya da elbise üzerinde küçük beyazımsı böceklerin görülmesidir. Sirkeler saç bitinin en önemli belirtisidir. Bit Tedavisi Saç biti, bit tarağı kullanılarak temizlenebilir. Vücut bitleri, vücut yıkanarak uzaklaştırılabilir. Bütün kıyafet ve yatak kılıfları yüksek sıcaklıkta yıkanmalıdır. Ayrıca reçetesiz satılan bit ilaçları mevcut olmakla birlikte, ciltte veya kafa derisinde enfeksiyon meydana gelirse tıbbi yardım alınmalıdır.
Çiyan
Latince Adı Chilopoda Sınıfı
Dış Görünümü
Çıyan, çıyangiller sınıfına aittir. Kırkayaklarla benzerliklerinden dolayı “kırk ayaklı” olduğu düşünülse de aslında bu yanıltıcıdır ve çıyanların 15 ila 177 çift ayakları vardır. Çıyanlar uzundurlar ve her bir segmentin bir çift ayağı içerdiği, segmentlere ayrılmış yassı bir vücutları vardır. Çıyanlar, birçok değişik renkte olurlar ama genellikle kahverengi ya da kırmızımsı turuncu renklerdedirler. Türlerine göre boyları 4 ile 152 mm arasındadır.
Çıyanların başında bir çift uzun ve hassas anten bulunur. Küçük ağızları ve zehir bezelerinin bulunduğu pençe gibi büyükçe organları vardır. Çoğu cins çıyan aslında etobur hayvanlar olup geceleri avlanmaya çıkarlar ve solucan, örümcek ve küçük omurgalılar gibi kurbanlarını pençeleriyle paralize ederler.
Davranışı, Beslenmesi ve Alışkanlıkları
Yetişkin çıyanlar, kışları genellikle karanlık, nemli ve tenha yerlerde saklanırlar. Yazın ya da ilkbaharda yumurtalarını nemli toprağın içine bırakırlar. Çıyanlar büyüdükçe gövdelerinin diğer bölümleri ve kalan çift ayakları tamamlanır. Çoğu çıyanlar bir yıldan fazla, hatta bazıları altı yıla kadar yaşar. Çıyanlar evlere ve binalara girebilirler ama gündüzleri dolaşmazlar. Banyo, dolap, zemin kat gibi nemli yerlerde ve diğer haşerelerce tercih edilen yerlerde saklanırlar.
Çıyanlar avlarını yoğun tüylerinin bulunduğu antenleriyle hissederler. Çene ayaklarındaki dişlerini kullanarak kurbanlarına zehir enjekte ederler ve kurbanlarını hareketsiz hale getirirler. Birinci ve ikinci çene ayağı yoluyla avlarını ağızlarına getirirler ve sonrasında alt çeneleriyle parçalarlar. Çoğu çıyanlar etoburdur ve yumuşak gövdeli böcekler, örümcekler, solucanlar ve diğer kırkayaklar da dâhil olmak üzere diğer eklem bacaklılardan beslenirler.
Çıyan İstilasının Belirtileri
Çıyanlar, genellikle kendilerinin fiziksel olarak görülmesi dışında varlıklarına dair başka herhangi bir iz bırakmazlar ve belirti göstermezler.
Diğer Bilgiler
Çıyanlar hızlı hareket eden, çevik ve gececi hayvanlardır. Geceleri aktif oldukları ve hızlı hareket ettikleri için insanlar tarafından seyrek olarak görülürler. Bazı çıyanlar 200’e kadar optik üniteden oluşan bileşik göz yapısına sahip olsalar da bazı çıyanların da hiç gözü yoktur. Bütün çıyanların görme yeteneği zayıftır ve avlarını koklayarak ya da dokunarak bulurlar. Eğer diğer yırtıcı hayvanlardan korunabilirlerse ve yaşadıkları ortam hayatta kalmalarına elverişliyse altı yıla kadar yaşayabilirler. Eklem bacaklılar içerisinde diğer hayvanlara göreceli olarak uzun bir ömre sahiptirler. Çıyanlar zehirlidir. Zehirleri, kurbanlarını yakalamalarını ve diğer yırtıcı hayvanlara ya da doğadaki diğer düşmanlarına karşı kendilerini korumalarını sağlar. Çıyanların zehri insanlar için ölümcül bir tehlike yaratmasa da ısırıkları acı verici olabilir.
Çıyanlarla Mücadele Yöntemi
Çıyanlar böcekleri ve diğer eklembacaklıları yedikleri için, besin kaynaklarının kurutulması onlarla mücadelede önemli bir adım olacaktır. Bu nedenden dolayı, herhangi bir ilaçlama yapmadan önce evde ve binada bulunan bütün zararlı böcekler tespit edilmelidir. Her ne kadar çıyanlar ev sakinlerinin hamam böceklerinden ve karasineklerden kurtulmalarına yardımcı olabilseler de, büyük olan türleri insanlarda arı sokması kadar acı verici ısırıklar oluşturabilirler. Bazı çıyanlar ürktükleri zaman çok hızlı kaçabilir. Dokunulduklarında oldukça acı verici, uyuşukluk, renk değişikliği ve iltihaplanma yaratacak şekilde ısırabilirler. Yaygın ev çıyanları için etrafa yapışkanlı tuzaklar koymak var olan çıyan popülasyonunu ölçmek için yardımcı olabilecektir. Bu yöntem aynı zamanda çıyanların evinize giriş yolunu bulmanızı da sağlayacaktır. Eğer bir istila söz konusuysa ev sakinlerinin evdeki nemi azaltmaları ve konutlarına giriş yerlerini kapatmaları gerekir. Binanın temelinde oluşan nem ve çatılarda biriken su sorun yaratabilir ve bir çıyan istilasına neden olabilir. Yaprakları, tahtaları, çürümüş yaprakla karışık gübreyi ve diğer canlı maddeleri evlerin kenarlarından uzak tutun. Çıyanları yok etme konusunda uzman yardımı arıyorsanız Sağlık Bakanlığı Yetki Belgesine Sahip Dorapest size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır.
Gümüşcün
Latince Adı: Family Lepismatidae
Görünümü:
Gümüş böceği, beyaz ile grimsi kahverengi arası veya mavimsi gümüş renge sahip, 12-19 mm uzunluğunda, gözyaşı şeklinde bir böcektir. Arka tarafında 3 adet uzun kalın sert kıl bulunur. Görünüşünde gözle görülür bir değişim olmaksızın, yumurta halinden yetişkin hale gelir.
Davranış, Beslenme Şekli ve Alışkanlıkları
Çoğu ortamda yaşayabilen gümüşçün böceği zemin ve bodrum katları, çatı katları, mutfak ve banyo gibi karanlık, nemli alanlarda yaşamayı tercih eder. Özellikle kağıt ve nemli elbiselere karşı ilgileri vardır. Genellikle garaj ve ambar benzeri mekanlarda saklanan kutuların içinde bulunurlar.
Gümüşçünler karbonhidratlarla, özellikle de şeker ve nişasta ile beslenirler. Selüloz, şampuan, kitaplardaki tutkal, keten, ipek ve ölü böcekler, olası yiyecek kaynaklarıdır. Açılmamış gıda ambalajlarında oldukları görülmüştür.
Üreme
Gümüşçün çiftleşme öncesi aşk dansları yaptıkları bir süreçten geçer. Erkeklerin bıraktıkları spermatoforlar, dişi türlerin yumurta borusuna (ovopozitor) alınır. Dişilerin yumurta sayıları ve alışkanlıkları türlerine göre değişkenlik göstermektedir. Türlerden biri günde bir kaç yumurta yumurtlarken, diğer bir tür 2 ile 20 arasında değişen gruplarda yumurta yumurtlar.
Gümüş böceği İstilasının Belirtileri
Ev sahipleri çoğu kez, zemin üstünde veya lavabo ya da küvet içinde gördüklerinde gümüşçünleri fark etmiş olurlar. Çok minik bibere benzer dışkılarının yanı sıra, yiyeceklere verdikleri zararlar da varlıklarına işaret eder.
Daha Fazla Bilgi
Predatörleri
Kırkayaklar, kulağakaçanlar ve örümceklerin gümüş böcekleriyle beslendikleri bilinmektedir.
Evlerde Gümüş Böceklerinin Yaşamalarının Engellenmesi ve Mücadele
Gümüşçünler, geceleri hareket halindedir ve çok hızlı hareket eder. Çok ketum olup, bir istilanın vahameti, üstel bir şekilde büyümeye olanak vererek, uzun bir süre dikkatlerden kaçarak devem edebilir. Gümüş böcekleri çok hızlı çoğalır.
Gümüşçün böcekleri, çoğu kez kağıtları, giysi ve duvar kağıtlarını tahrip eden zararlı beslenme alışkanlıklarıyla bilinirler. Genellikle, kağıt ve keten kaynaklarının etrafındaki karanlık, nemli alanları kaplarlar. Gümüş böcekleri istilalarına mutfaklarda, çamaşırhanelerde, banyolarda, çatı katları, bodrum ve zemin katlarında rastlanabilmektedir. Gümüş böcekleri hemen hemen her ortamda yaşayabilmekle beraber, nemi çok yüksek yerleri tercih ederler. Larvalar nemli ortamlarda daha hızlı gelişmektedir. Dolayısıyla, gümüş böceği istilasını önlemenin en iyi yollarından biri, nemin kontrol altına alınmasıdır. Alçak tesisat kanalı ve döşeme altı boşluklarında menfezler açılmalı, bodrum ve zemin katlarında ise silikon süpürgelikler kullanılmalıdır. Gümüş böcekleri çok çeşitli yiyecekleri tüketmektedir ve çok sıkı ev temizliği uygulamaları potansiyel yiyecek yerlerini sınırlamak suretiyle istilanın önlenmesine yardımcı olabilir. Ama eviniz zaten gümüş böceği popülasyonu barındırıyorsa, duruma özel bir çözüm yöntemi üretebilecek bir ilaçlama firması arayışına girilmelidir. Dükkanlarda satılan tuzaklar ve böcek ilaçları sadece bireysel olarak böcekleri öldürecek olup tüm bir istila için çare olamaz. Bazı kişiler, gümüş böceklerini belirli alanlardan uzaklaştırmak için tarçın kullanmaktadır ama bu böcekleri veya yumurtalarını öldürmemektedir.
Gümüşçün istilasının çözümü, hem yetişkin gümüş böceklerinin, hem de barınaklarının tasfiye edilmesini gerektirmektedir. Kendin-yap türü çözümlerin çoğunun, kısa süreli rahatlamaları takip eden başka istilalarla beraber, zaman içinde verimsiz oldukları ortaya çıkmıştır. Piyasada birçok çeşit gümüş böceği tuzakları bulunmaktadır. Ama bu tuzaklar bireysel olarak böcekleri hedefler ve gümüş böceği popülasyonunun tamamını yok edemez.
Gümüş böceği istilaları profesyonel yaklaşım gerektirmektedir. Dorapest uzmanları, durumu evinizde değerlendirebilecek ve sizin probleminize özel, en etkili imha yöntemini belirleyebilecektir. Gümüş böceği istilasının ilk belirtisinde Dorapest’e başvurmayı unutmayın.
Karınca
Karınca ile mücadele zor olabilir, ancak karıncaların davranışlarının sizin ve evinizin başına nasıl büyük belalar açabileceği hakkında bilmeniz gereken bazı şeyler vardır:
• Giriş yeri: Karıncalar, su ve tatlı ya da yağlı yiyecek maddeleri bulmak için en küçük yarıklardan bile geçerek mutfağa, kilere ve yiyecek saklama odalarına girebilir.
• Koku izleri: Karıncalar yiyecek kaynağını tespit ettiklerinde arkalarından gelenlerin takip edebilmesi için, feromon içeren gözle görünmeyen kimyasal bir iz bırakır.
• Yuva yerleri: Evinizin içinde ya da dışarıda hemen hemen her yerde; çimenlik yerlerde, duvarlarda, kütüklerde, hatta inşaat temellerinin altında dahi yuva yapabilirler.
• Koloni büyüklüğü: Kolonilerin büyüklüğü 300,000 ile 500,000’e kadar çıkabilir ve tehlike olduğunda tüm koloni hızlı bir şekilde yerlerinden ayrılıp tekrar başka bir yere yerleşebilir.
• Koloninin ömrü: Bir koloni oldukça uzun bir süre devam edebilir. İşçi karıncalar yedi yıl ve kraliçe 15 yıla kadar yaşayabilir.
• Profesyonel destek almadan mücadele etmenin etkisizliği: Karıncalardan kurtulmak için tek başınıza yaptığınız mücadele yöntemlerinin çoğu sadece gözle gördüğünüz karıncaları öldürür. Gerçekten etkili olan bazı yöntemler ise yuvalarına nüfuz edip bu alanları yok ederek tekrar geri dönüşlerini önler. Aynı zamanda bireysel ev çözümleri farklı türlerdeki karınca istilalarının farklı yöntemler gerektirdiği gerçeğini de hesaba katmaz.
Karıncaların Yaşam Döngüsü
Karıncaların birbirinden bağımsız ve çok farklı yaşam evreleri vardır: yumurta, larva, pupa ve yetişkin. Bu tam metamorfoz olarak bilinmektedir. Karınca türlerine ve ortam faktörlerine bağlı olarak yaşam döngüsünün tamamlanması genellikle birkaç haftayla birkaç ay arasında sürer.
Yumurtalar
Bir erkek karıncayla başarılı bir şekilde çiftleşen bir dişi karınca kraliçe karınca olacak ve yumurtlayacaktır. Yumurtlayabilen kraliçeler bir yuva (koloni) kurmak ve yumurtlamaya başlamak için korunaklı bir yer seçer. Karınca yumurtaları çok küçüktür yani çapı sadece bir milimetrenin yaklaşık yarısıdır. Yumurtalar aynı zamanda oval, beyaz ve saydamdır.
Larva
Yaklaşık 1-2 haftalık yumurta evresinden sonra, tırtıla benzer, bacaksız karınca larvası yumurtadan çıkar. Bu evrede yetişkin karıncalar zamanlarının çoğunu oldukça obur ve açgözlü olan larvaları, sindirip tekrar çıkardıkları yiyecek ve sıvılarla besleyerek geçirir.
Pupa
Larva tüy döküp deri değiştirdikten sonra pupa evresine girmiş olur. Pupa, ayaklarının ve anteninin katlı ve pupa gövdesine sıkışmış olması dışında yetişkinler gibi görünür. Başlangıçta karınca pupası genelde beyazdır, fakat yaşlandıkça yavaş yavaş koyu renkli olmaya başlar. Karınca türüne bağlı olarak pupa belki koruyucu bir kozanın içinde olabilir.
Yetişkin
Pupa evresi tamamlandığında yetişkin karınca ortaya çıkar. Çıkış anında yetişkin karınca büyümesini tamamlamıştır, fakat rengi yaşlandıkça koyulaşır. Yetişkin karıncalar üç farklı koloni kastından birisidir: kraliçeler, işçiler veya erkekler. Kraliçeler kolonideki tüm yumurtaları yapan, yumurtlayabilen dişilerdir. İşçiler üreyemeyen ama yiyecek toplayan, larvayı besleyen ve yuvayı muhafaza edip temizleyen dişilerdir. İşçiler kanatsızdır ve yiyecek peşinde koşmak ve koloniyi davetsiz misafirlerden korumak işçilerin görevidir. Erkek karıncalar kanatlıdır fakat onların tek vazifesi oğul verme (swarming) süresi içinde kraliçelerle çiftleşmektir.
Evinizdeki Karıncalar
Evinizdeki veya apartmanınızdaki karıncalar mevsimsel ya da yıllık bir problem olabilir. Birçok karınca türü yuvalarını dışarıda yapar ve yiyecek aramak için evinize geldiklerinde durum can sıkıcı olur. İyi bir yiyecek kaynağı keşfettikleri zaman gelmeye devam edip, yiyeceklerini toplayıp yiyeceği dışarıdaki kolonilerine tekrar bırakır. Fakat diğer karınca türleri binanın içine girip burada yuvalarını yapar ve evin içinin sürekli bir sakini olur. İstila yapabilen ve içeride kalmayı seçebilen daha yaygın karınca türlerinin bazısı kaldırım karıncaları, marangoz karıncalar, kokulu ev karıncaları, hırsız karıncalar, akrobat karıncalar ve firavun karıncalardır. Bu karıncalardan herhangi birisi mücadele açısından zorlaştırıcı olabilir, fakat firavun karınca içlerinde en zoru olmasa da mücadele etmesi en zor olanlardan biri olan bir iç mekân karıncasıdır. Türkiye’nin güney şehirlerinde birinde yaşıyorsanız kış yerine daha sıcak olan bahar, yaz ve son bahar aylarında iç mekânda veya dışarıdaki karıncalar genellikle bir problemdir.
İçerideki karıncalar, yiyecek kaynaklarının, nemin yakınında ve duvar boşlukları, araç gereçlerin altları, pencere çerçevelerinin gerisi ve döşemelerin altları gibi gizli ve korunaklı yerlerde bulunabilir. Karıncalar, toplu halde yaşayan böceklerdir, yani insanlara yakın olarak yaşamaktan hoşlanırlar. Bizimle aynı bazı şeyleri yerler. Tatlılar, etler, nişastalar ve sıvılar... Evlerimizin, apartmanlarımızın ve ofis binalarımızın içinde yerleşmekten hoşlanmaları bu açıdan hiç de şaşırtıcı değildir.
Ev sahipleri veya bina yöneticileri karıncalar ile nasıl mücadele edebilir?
Çoğu ev sahibi veya bina yöneticisi, çok sık karşılaşılması ve inatçı olmaları nedeniyle, karınca ile mücadelenin en can sıkıcı problemlerinden biri olduğunu kabul eder. Bütün karınca sürüsü ile mücadele etmek için tek bir yöntem ya da strateji yoktur algısı tamamen doğrudur. Sıklıkla, önleme ve kontrol faaliyetleri, çeşitli karınca türlerinde, karınca yuvası yerlerinde ve karıncanın sevdiği yiyeceklerde farklılık gösterir. Diğer bir çok haşere problemlerinde olduğu gibi, eksiksiz ve entegre bir haşere yönetim programının kullanılması en iyi sonucu verir. Başarılı bir karınca ile mücadele programının bazı önemli unsurları:
• Doğru tespit çok önemlidir, zira karıncalar birbirinin aynı değildir. Farklı karınca türleri, birbirlerinden çok farklı davranış, alışkanlık ve yaşam alanlarına sahip olabilir. Bilgi bazlı karınca ile mücadele haşere yönetim uzmanınızın sağlayacağı en önemli hizmetlerden biridir. Haşere karıncaların nerede bulunduğu, faaliyetleri ve nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıkları etkin bir karınca ile mücadele açısından hayati derecede önemlidir.
• Karıncalar yaşamak için neme ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden borulardaki ve çatıların her yerindeki su kaçaklarını tamir ederek nemi yok edin veya en aza indirin. Yağmur olukları ve borularının yağmuru evinizden uzaklaştırdığından emin olun.
• Her şeyi temiz tutun. Mutfaktaki ve yemek yediğiniz diğer yerlerdeki yiyecek kırıntılarını yok edin. Zemini ve dolap üstlerini temiz tutun. Lavaboda bütün gece kirli tabak bırakmayın. Bulaşık makinası ve diğer gereçleri düzenli olarak temizleyin. Çöp kutularını boşaltın ve temizleyin. Karıncaların sevdiği yiyecekleri sıkı şekilde kapatılmış kutularda ya da buzdolaplarında muhafaza edin. Çoğumuz bir şey seyrederken atıştırmaktan hoşlanırız. Bu nedenle televizyon seyrederken yediğiniz alanları kontrol etmeyi unutmayın. Dışarıda ızgara yapıp yediğinizde, ızgarayı temizlediğinizden ve masadaki, tezgâh üstündeki ya da bahçedeki tüm yiyecek kalıntılarını yok ettiğinizden emin olun.
• Dışarıda bırakıcı teknikleri kullanın ki karıncalar evinize giremesin. İşçi karıncalar (yiyecek arayıcılar) evin dışındaki delikler, yarıklar ve açıklıklardan yararlanarak içeri girer. Kabloların, su yolu ve boruların eve girdikleri yerlerin yalıtımını yapın. Ağaç dallarını birbirinin üzerine gelmesini önlemek için budayın. Aksi durumda karıncalar dalları eve girmek için “yol” olarak kullanır. Karıncalar kimyasal koku izi bıraktığı ve bunları takip ettikleri için bu koku izlerini ıslak sünger ya da sabun beziyle silmek faydalı olabilir.
• Sığınaklarını yok ederek ya da en aza indirerek karıncaları evinizden uzak tutun. Evinizin yanında karınca kolonisinin gelişmek için ihtiyaç duyduğu korumayı ve nemi sağlayan şeyleri bırakmayın. Saman örtüsü ve bahçe kerestelerini temelden en az 30 – 60 cm uzağa götürün. Yer örtücü bitkileri inceltin ya da mümkünse tamamen yok edin.
• Çer çöp, kırıntı ve yıkıntıları evden uzağa götürün. Taş yığınlarını veya levhaları yok edin ve toprağı ıslak tutup zemin altında biriktirecek herhangi bir şeye izin vermeyin. Temel yakınındaki çamurluk siperlerinin altını düzenli şekilde kontrol edin. Tüm ağaç köklerini, yerdeki kütükleri ve ağaç dallarını yok edin. Yakacak odunları evden mümkün olduğunca uzakta tutun ve bunları içeri getirmeyin ve garajda tutmayın.
• Evin içinde veya dışında bulunan karıncaları yok etmek için elektrikli süpürge kullanın.
Karınca ile mücadele ürünleri kullanırken şunları unutmayın:
• Sadece görmüş olduğunuz karıncalar ile mücadele etmek için asla haşere ilacı sıkmayın. Koloninin sadece ufak bir kısmını spreylediğiniz için bu genellikle işe yaramaz. Karınca kolonileri birçok işçiden, bir veya birkaç kraliçeden artı karınca larvası ve pupalarından meydana gelmektedir. Koloni ile etkin mücadele, kraliçeleri ve işçilerin yok edilmesine bağlıdır. Bu yapılmazsa koloni yaşamaya devam edecektir ve eğer karıncalar bazı üyelerinin öldüğünün farkına varırsa başka bir yere bile gidebilir.
• Evinizin içindeki karınca ile mücadele yaptığınızda, karıncaları çeken haşere yemlerini kullanmanız en iyi seçenektir. Yiyecek toplayan karıncalar yemi bir başka yiyecek kaynağı olduğunu sanıp kraliçe ve diğer üyelerin yemesi için tekrar yuvaya götürür. Bu yöntemle tüm karınca kolonisi ile mücadele edilmiş olur.
• İçerideki karıncaların için kendin-yap türü haşere ile mücadele yöntemleri ortalama ev sahiplerini neredeyse daima zorlamıştır ve sonuçlar sıklıkla hüsran ve başarısızlık olmuştur. Bu karıncalar çok zorlu oldukları için en iyi yol en iyi çözüm Dorapest uzmanından yardım almaktır.
Kene
Latince Adı Ixodidae familyası (en yaygın olan keneleri kapsar)
Kenenin Dış Görünümü
Kenelerin renkleri türlerine göre farklılık gösterir. Yetişkin keneler ay çekirdeği tanesinden (eğer kanla beslenip şiştiyse 1 cm’den uzun hale geleceklerdir) küçük olurlar ve kene larvaları 1mm’den kısadır.
Kene Davranışı, Beslenmesi ve Tabiatı
Genellikle ormanlık ve bitkilerin bol bulunduğu ortamlarda görülürler. Bazı türleri, yaşayabilmek için neme ihtiyaç duyarlar. Birçok kene cinsinin dişi ve erkekleri, memelilerin, kuşların ve sürüngenlerin kanlarıyla beslenirler.
Üreme
Bir kenenin dört adet yaşam evresi vardır: yumurta, larva, nimf ve yetişkin. Kenelerin larva döneminde sadece altı, yetişkin dönemlerinde ise sekiz bacakları vardır. Yaşamlarının her evresinde kanla beslenirler. Keneler, yaşam evreleri boyunca hayvanlar arasında taşıdıkları hastalık mikroplarını ya da organizmalarını kendilerinde taşımaya devam ederler.
Kene İstilasının Belirtileri
Bir istilanın en belirgin belirtisi kenelerin görülmesidir. İkincil belirtiler ise keneler tarafından taşınmış hastalık ya da sıvıların yarattığı tıbbi belirtilerdir. Bunlar, çok çeşitlilik gösterebilir ve bir teşhis için bir doktora danışmak gerekir.
Kırkayak
Latince Adı Diplopoda sınıfı
Kırkayakların Görünüşü
Kırkayakların Türkiye’de yaygın olan türü kahverengi olup boyları yaklaşık 1 ila 2.5 cm – 4 cm arasında değişmektedir ve her bölümünde iki çift ayak bulunmak üzere bölümlü yapıdadır.
Davranışı, Beslenmesi ve Tabiatı
Kırkayaklar, genellikle açık havada ve nemli ortamlarda yaşarlar. Evlerin etraflarında çiçek tarhlarında ya da bahçelerde yaşarlar.
İnsanlar, kırkayakları malçların, ölü yaprak yığınlarının ya da biçilmiş çimen yığınlarının altında bulurlar. Kırkayaklar, aynı zamanda, köpek kulübesi ve depo sundurmalarının altında yaşarlar. Kırkayaklar için toprağın nemli kaldığı ortamlar uygun yaşama ortamını oluşturur. Ölü yapraklardan ve buldukları çürümekte olan tahta parçalarından beslenirler.
Kırkayaklar, genellikle sonbaharda göçerler. Kendi normal habitatlarının dışına çıkarlar.
Bilim adamları, belki de kış için hazırlık yaptıklarını düşünseler de kırkayakların, yoğun yağış sonucu habitatlarını su bastığında da göç ettikleri görülmektedir. Bu göçler sırasında, kırkayaklar çoğunlukla evlere girerler.
Bir eve geldiklerinde, kırkayaklar sundurmada ya da verandada toplanırlar. Evin temeline tırmanırlar ve kendilerine bir giriş yeri bulurlar. Bodrum kapılarından ve pencerelerinden, döşeme altı havalandırma boşluklarından ve garaj kapılarından girerler. Çoğu ev sakini, kırkayakları bodrum katlarında bulurlar. Mobilyaların veya depolamada kullanılan kutuların altına saklanırlar. Bodrum katları karanlık ve sakin yerler oldukları için kırkayakların oldukça aktif olduğu yerler olabilirler.
Döşeme altı boşlukları, kırkayaklar için en uygun yaşam alanlarıdır. Genellikle evlerin altında, kutular halinde depolanmış eşyalar ve yerlerde keresteler bulunur. Kırkayaklar, döşeme altı boşluklarında toplanmış ölü yapraklardan ya da oralarda bulunan yaş ve çürümekte olan tahta parçacıklarından beslenirler.
Kırkayaklar, hareket ettikçe evlerin yaşanılan alanlarına, genellikle de çok sayılar halinde girerler. Kırkayaklar, sürünerek kapıların altından, kapı pencere yalıtımlarının olmadığı yerlerden evlere girebilirler. Bazen evlere garajlardan ya da sürünerek yerden girerler.
Üreme
Yumurtalar toprağa bırakıldıktan sonra genellikle çoğu türler, ikinci yılda cinsel olgunluğa erişirler ve devamında yıllarca yaşarlar.
Kırkayak İstilasının Belirtileri
Kırkayakların kendilerinin görülmesi dışında var olduklarına dair başka belirti görülmez
Diğer Bilgiler
Ev sakinleri, kırkayakları evin hemen hemen her köşesinde bulabilirler. Nemli olmalarından dolayı, mutfaklar, banyolar ve çamaşırlıklar kırkayaklar için ideal yaşam alanlarıdır. Yine de, kırkayakların evin başka noktalarına gittikleri de görülür.
Acil durumlarda, elektrikli süpürgeyle ya da dükkânlarda kullanılan süpürgelerle kırkayaklar duvarlardan ve yerlerden temizlenebilir. Durum ciddileşirse, birçok ev sakini profesyonel yardım çağırmayı tercih eder.
Dorapest teknisyenleri, kırkayaklarla mücadele için eğitilmiştir. Daha fazla bilgi ya da inceleme randevusu almak için lütfen Dorapest çağrı merkezini arayınız
Kulağakaçan
Latince Adı Dermaptera takımı
Kulağakaçan Böceğinin Dış Görünümü
Kulağakaçanların geceleri insanlar uyurken insanların kulaklarının içine yuva yaptıklarına dair bir söylenti vardır. Bu sadece bir efsane olup hiçbir bilimsel gerçeğe dayanmamaktadır. Kulağakaçanların insanları korkutma nedenleri, karınlarının arka kısmında bulunan kıskaçlarıdır. Kulağakaçanlar bu kıskaçları, savunma ve diğer rakip kulağakaçanlardan kaçabilmek amaçlı kullanırlar. Türkiye’de yirmiden fazla kulağakaçan türü vardır. Boyları, türlerine göre değişiklik gösterir ve 5 – 25 mm arasındadır. İnce böceklerdir ve iki çift kanatları vardır. Bazı türleri, savunma amaçlı kötü kokulu bir sıvı üretirler. Kulağakaçanlar, aynı zamanda feromon (cinsel çekici koku) üretirler. Bilim adamları, bu feromonun kulağakaçanların neden büyük kümeler halinde birarada durmalarının nedeni olduğunu söylerler. Henüz gelişmemiş kulağakaçanlar (nimfler), kanatlarının olmaması dışında ergin kulağakaçanlara benzerler.
Davranışı, Beslenmesi ve Alışkanlıkları
Kulağakaçanlar geceleri faal olan böceklerdir. Gündüzleri, nemli yerlerdeki çatlakların içerilerine saklanırlar. Kayaların ve kütüklerin altında yaşarlar. Kulağakaçanlar bitki ve böcek yerler.
Kulağakaçanlar, kışın topraktaki küçük oyuklarda yaşarlar. İlkbaharda, dişiler yumurtalarını bu oyuklara bırakırlar ve yumurtalar çatlayana kadar beklerler. Dişiler, nimfler kendi yiyeceklerini bulabilecek hale gelene kadar onlara bakarlar.
Kulağakaçanlar ışığa gelirler. Yaz akşamları, sundurmalarda ve verandalarda oldukça sıkıntı yaratabilirler. Sabahları, geceden kalma minder gibi şeylerin altına toplanırlar.
Kulağakaçanlar, yiyecek bulmak amacıyla ya da hava değişikliklerinden dolayı evlere girebilirler.
Kulağakaçanların Üremesi Dişileri, toplam sayıları türlere göre değişse de ortalama 30 ile 50 arası bir sayıda yumurtlarlar. Yumurtadan çıktıktan sonra nimfler erginliğe ulaşmadan önce dört ya da beş kere kabuk değiştirirler.
Kulağakaçan İstilasının Belirtileri
Kulağakaçanların etrafta görülmeleri
Ev sakinleri, kulağakaçanları genellikle mutfak, banyo ve çamaşır odası gibi suyun olduğu yerlerde bulurlar. Kulağakaçanlar, aynı zamanda yatak odalarına ya da misafir odalarına da gelebilirler. Evin hemen hemen her yerinde görülebilirler.
Kulağakaçanlarla mücadelede en önemli şey saklanabilecekleri yerleri ortadan kaldırmaktır. Eğer saklandıkları yerler ilaçlamada atlanırsa, bu böceklerle mücadele etmek pek mümkün olmayacaktır.
Bu böceklerden kurtulmak için yapılabilecek bir kaç şey vardır;
Bahçede bulunan keresteleri, kütükleri, dekoratif amaçlı taşları ve odun kömürlerini evin temelinden uzağa taşıyınız. Temele yakın bir bölgede malçtan, kuru yapraklardan ve organik maddelerden arınmış temiz bir bölge yaratın. Bu “kuru bölgenin”, kulağakaçanlar tarafından istila edilmemesi için 6 ile 12 inç arasında bir genişlikte olması gerekir. Evin etrafında nemli ve gölgeli yerler bırakan ağaç dallarını ve çalılıkları budayın.
Olukların ve yağmur borularının evin temelinden uzağa su gönderdiklerinden emin olun. Bahçenizin gün içinde kuruyabilmesi için, sulama sistemlerini gündüz çalışacak şekilde ayarlayın. Evin dışındaki aydınlatmayı, bahçeden eve doğru aydınlatma yapacak şekilde ayarlayın, çünkü böcekler ışığa gelecek ve evden uzak kalacaklardır. Dış aydınlatma armatürleri pek pratik bir çözüm olmayacaktır ve sarı renkli ampuller yerine beyaz renkli olanları tercih etmenizi öneririz, çünkü beyaz renkli ampuller böcekler için daha çekicidir. Döşeme altı boşluklarındaki perdeleri tamir edin ve bunların herhangi bir şekilde engellenmediğinden emin olun. Nem gidericiler, özellikle nemli bodrum katları için uygun seçimler olacaktır.
Kulağakaçanlar, evde birçok değişik yeri istila edebilirler. Bundan dolayı, bu haşereyle mücadelede birkaç değişik böcek ilacını kullanmak gerekebilir. Haşereyle mücadele uzmanı kulağakaçanlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için gerekli ilaçlara ve ekipmana sahip olacaktır.
Diğer Bilgiler
Kulağakaçan nedir?
Kulağakaçanlar etraftaki en ilginç böceklerden biridir. Aynı zamanda, kulağakaçanlara dair birçok efsane bulunur. Bu böcekler hakkındaki doğru bilgileri öğrenmek ve kulağakaçanların doğadaki rollerini bilmek gerekir. Kulağakaçanlar hakkında çok fazla bilgi bulunmasa da bu haşerenin biyolojisi ve alışkanlıklarına dair yeterince bilgi bulunmaktadır.
Birçok insan bu böceği gördüğünde, dış görünümü itibariyle en ilginç böceklerden biri olduğunu düşünür. Kulağakaçanlar yer böcekleri olmalarına rağmen bazı türleri uçabilir. Çoğu kulağakaçan malçların ya da yaprakların altında yaşarlar. Bu böceklerin kıskaçlara benzer, karınlarından uzanıp kafalarının ters ucundan çıkan organları vardır. Aynı zamanda forseps olarak da adlandırılan bu kıskaçlar insanlara saldırmak amaçlı kullanılmazlar.
Bu kıskaçlar ya da forsepsler ürkütücü görünümde olabilirler ve böcekler rahatsız olduklarında bu forsepslerle deriye yapışıp hafif bir acı yaratabilirler, ama buna oldukça seyrek rastlanır. Erkek böceklerin forsepsleri genellikle dişilerinkinden daha büyük olurlar.
Bu haşerenin ismi olan “kulağakaçan” büyük bir olasılıkla bu böceklerin insanların kulaklarına girdikleri ve sonrasında da orada yaşadıkları ve oradan beslendikleri inancından gelmektedir. Bu tamamen batıl bir inançtır ve bilimsel hiçbir dayanağı yoktur.
Çoğu kulağakaçan her şeyi yiyebilir. Çoğu kulağakaçan türü bitki ile beslenirken, etobur türler de bulunmaktadır. Hatta bir tür kulağakaçan, şeker pancarını istila eden böceklerle mücadelede kullanılmaktadır.
Kulağakaçanlar, Dermaptera takımına ait böceklerdir. Bu isim Latince olup derma yani “deri” ve ptera yani “kanatlar” kelimelerinden oluşmaktadır ve ön kanatlarının görünüşünden dolayı “deriden kanatlı” anlamına gelmektedir.
Kulağakaçanlar göreceli olarak oldukça hızlı hareket ederler. Yerde üzerlerini kaplayan toprak kaldırıldığında hızla kaçtıkları görülür.
Kuş Biti
Kuş biti üreme evresi
Kuş bitleri, yumurtalarını kuş tüylerinin gövdesine bırakırlar ve bu yumurtalar birkaç gün sonra çatlar. Genç kuş bitleri birçok evreden geçtikten sonra ergin bitler olurlar. Bitler, konakçılarından uzakta birkaç günden fazla yaşayamazlar. Papağan gibi evcil hayvanları etkileyen tavuk ve kuş bitleri, insanlar için de sorun yaratabilirler. Her ne kadar konakçı olarak insanlara geçemeseler de, bu bitlerin bulaşmış olduğu kuşlarla ilgilenen insanları ısırdıkları bilinir.
Kuş bitlerinin konakçıları, kuşların normal tüy taranması ve yalanmasından çok daha fazla bir oranda kaşınırlar. Kuş bitlerinin istila ettiği tüyler göze normal gözükebilir ve genellikle kuş bitleri çıplak gözle çok zor görülür. Kuş bitlerinin renkleri ve boyutları türüne göre farklılık gösterir.
Kuş bitiyle mücadele
Kuş bitleriyle mücadelede ilk adım, istilaya neden olan kaynağı bulmaktır. Çok sayıda kuş biti cinsi olduğu ve istilaları çok hızlı gerçekleştiği için, bunlarla mücadele edebilmek için profesyonel bir ilaçlama firmasıyla çalışmak gerekir.
Örümcek
Latince Adı Arachnida sınıfı
Örümceğin Dış Görünümü
Örümceklerin sekiz adet bacaklı olup gövdeleri iki bölümden oluşur, kanatsız ve antensizdirler.
Örümceklerin Davranışı, Beslenmesi ve Tabiatı
Bazı örümcekler nemli ortamları tercih ederler ve bodrum katları, döşeme altı boşlukları ve binaların diğer rutubetli kısımları gibi yerlerde yaşarlar. Bazı örümcek türleri ise alt döşeme havalandırma boşluğu kuru, odaların üst köşeleri ve çatı katları gibi kuru ve sıcak yerleri tercih ederler. Karanlıkta saklanırlar.
Böceklerden, diğer örümceklerden ve etkisiz hale getirebildikleri diğer kurbanlardan beslenirler.
Üreme
Dişi örümcekler, içinden yavru örümceklerin çıkacağı bir kese üretirler. Yavru örümcekler, bir dizi kabuk değişimi geçirirler ve sonunda yetişkinliğe ulaşırlar. Erkek örümcekler ise dişilere kur yaparlar. Örneğin, zıplayan erkek örümcekler dişileri etkileyebilmek için zorlu dans gösterileri sunarlar. Çiftleşmek erkek örümcekler için tehlikeli bir olay haline de dönüşebilir, çünkü bazı dişi örümcekler çiftleşmeden sonra erkek örümcekleri yerler.
Diğer Bilgiler
Günümüze değin, dünya üzerinde on binlerce örümcek türü tespit edilmiştir. Bu eklembacaklıların sekiz bacağı vardır ve gövdeleri iki kısımdan oluşur. Örümceklerin üç ya da dört çift gözü vardır. Çoğu örümceğin görme yeteneği gelişmemiştir. Ama zıplayan örümcek gibi bazı türlerinin olağanüstü görüş yeteneği vardır.
Örümceklerin çiğnemek için ağızları yoktur ve genellikle tükürüklerindeki enzimlerle kurbanlarını parçalar ve sonra da yerler. Ayrıca, örümceğin karın kısmı büyük parçalı yiyecekleri yemeğe elverişli değildir. Hemen hemen bütün örümcek türleri vahşi hayvanlardır ve günümüze kadar sadece bir adet bitkilerden beslenen örümcek türü tespit edilmiştir.
Örümcekler, elastik, yapışkan ve dayanıklı bir ağ üretebilme yeteneğine sahiptirler. Bu ağı, yumurta keselerini oluşturmak ve kendilerine ait alanların çizgisini belirlemek için kullanırlar. Örümcek ağının şekli ve ebadı örümcek türlerine göre farklılık gösterir. Bazıları küre şeklinde olurken, bazıları huni şeklindedir ve kimisi oldukça düzenli olarak yapılmışken kimisi de gelişigüzel bir şekle sahiptir. Kimi örümcek türleri kendi oluşturdukları ağ yerine oyuklarda yaşarlarken kimileri de bir yuvaları olmadan oradan oraya dolaşırlar ve buldukları deliklere sığınırlar.
Salyangoz
Latince Adı Gastropoda Sınıfı
Salyangozların Dış Görünümü
Sümüklü böcekler, kabukları olmayan yumuşakçalardandır. Türlerine göre değişkenlik gösterse de yetişkinlerinin boyu 25 ila 100 mm arasında değişmektedir. Salyangozlar yumuşak gövdeli hayvanlardır. Ayrıca salyangozların kabukları vardır ve gerektiğinde bu kabuklarının içerisine çekilebilir. Zorlu ve tehlikeli durumlarda kabuklarını kapatarak birkaç yıl kabuklarının içerisinde kalarak hayatlarını sürdürebilirler.
Salyangozların Davranışı, Beslenmesi ve Alışkanlıkları
Salyangoz ve sümüklü böcekler gün içerisinde nemli ve rutubetli ortamlarda gizlenirler. Ağaç kütüğü, taş ya da toprak örtüsünün altında yaşarlar. Saksıların alt kısımlarına ve döşeme altı gibi yerlere gizlenebilir. Gece saatlerinde yiyecek bulmak için dışarı çıkarlar. Geçtikleri yerlerde sümüksü bir sıvı bırakırlar. Hem salyangozlar hem de sümüklü böcekler bitki yapraklarıyla beslenir. Salyangozların kabukları olduğu için kalsiyuma ihtiyaç duyarlar. Kireç taşının yeterli gelmediği durumlarda boyalı yüzeylerde beslenebilirler.
Salyangozlarda Üreme
Salyangoz ve sümüklü böcekler bahar ve yaz aylarında yumurtalarını bırakır. Yumurtalarını nemli ve korunaklı alanlara bırakırlar. Salyangozlar yumurtalarını toprak ile örterler. Yavrular birkaç gün içerisinde yumurtadan çıkar. İmmatüre olanlar birkaç ay içerisinde yetişkin duruma gelir. Salyangoz ve sümüklü böcekler birkaç yıl yaşayabilirler.
Salyangoz ve Sümüklü Böcek İstilasının Belirtileri
Ev sahipleri genellikle salyangoz ve sümüklü böceklerin kendilerini değil ancak geçtikleri yerlerde bıraktıkları sümüksü sıvıyı görürler. Bu sıvılar birkaç gün süresince kalabilir. Beslenmek için bitkilere zarar verdiklerinden bu durum da varlıklarına işaret eden diğer bir göstergedir.
Diğer Bilgiler
İç mekânda salyangoz ve sümüklü böceğe rastlanması rahatsızlık yaratır. Dış mekânlarda da bahçede ve çiçeklik gibi alanlarda yetiştirilen bitkilere ciddi zararlar verebilirler. Birleşik Devletler'de görülen birkaç türü mevcuttur.
Salyangoz ve sümüklü böceklerle mücadele için Gizlenebilecekleri yerleri ortadan kaldırılmalıdır. Yakacak odun ve kütükler evlerden uzağa taşınmalı ve yerden yüksekte muhafaza edilmelidir. Çiçek saksıları raf veya stant gibi yerlere konulmalıdır. Salyangoz ve sümüklü böceklerin saklanması için uygun rutubetli ortam sağlayan kereste ve taşlar kaldırılmalıdır. Dış kapıların düzgün şekilde kapatıldığından emin olunmalıdır. Pencere yalıtım bantları ve kapı altı süpürgelikleri onarılmalı ve kötü durumda olanlar değiştirilmelidir. Rutubetli bodrum katlarında nem giderici alet ve cihazlar kullanılabilir. Döşeme altı boşlukları salyangoz ve sümüklü böceklerin içeriye girmesine engel olacak şekilde kapatılmalıdır. Ancak döşeme altında hava sirkülasyonunu sağlayarak rutubeti azaltacak havalandırma delikleri olduğundan emin olun. Bir sonraki adım olarak gözetleme yapılabilir. Sümüksü sıvılar takip edilerek sümüklü böcek ve salyangozların saklandıkları yerler tespit edilebilir. Nereden geldiklerini tespit etmek için gece dışarıya çıkılması gerekebilir. Sümüklü böcek ve salyangozları uzaklaştırmak için elle tutmak yerine maşa vb. aletin kullanılması tercih edilebilir. Bu zararlılarla mücadele etmek için Dorapest uzmanlarını arayabilir. Uygun olduğunuz bir zaman dilimi için servis ayarlayabilirsiniz.
Tesbih Böceği
Latince Adı
Tesbih böceği olarak adlandırılsalar da bunlar gerçekte böcek değillerdir. Bu tür karada yaşayan kabuklulardandır. Türkiye’de genel olarak görülen iki türü vardır. Bunlar Porcellio laevis ve P. scaber'dir.
Dış Görünümü
Tesbih böcekleri düz, oval canlılardır. Boyları yaklaşık 1 cm'dir. Vücutları birkaç bölümden oluşur. Yedi çift ayakları ve iki çift antenleri vardır. Tesbih böceklerinin kuyruğa benzer iki adet uzantısı vardır.
Tesbih Böceği Davranışı, Beslenmesi ve Alışkanlıkları
Tesbih böcekleri vücutlarında su tutamadıkları için yaşamlarının büyük çoğunluğunu nemli ortamlarda geçirirler. Dış mekânlarda ağaç kütüğü, kaya, saksı ve çöp kutularının altına gizlenirler. Tesbih böcekleri organik artıkları ve çürüyen bitkileri yiyerek beslenirler. Bu nedenle ekili alanlardaki kuru otların altında sıklıkla görülürler. Nemin muhafaza edilmesi için genellikle geceleri hareket ederler.
Tesbih böcekleri evlerin içerisine zemin seviyesindeki kapılardan ve pencerelerden girerler. Kayar cam kapılar evlere girdikleri yerlerin başında gelmektedir. Ev sahipleri, tespih böcekleri ile evlerin nemli ve rutubetli alanları ile bodrum katlarında karşılaşır. Tesbih böcekleri evin tüm alanlarında dolaşabilir. Garaj ve depo bölümlerinde de sıklıkla görülmektedir. Tesbih böcekleri için evin çoğu alanı fazlasıyla nemsiz bir ortam olduğundan iç mekâna girdikten bir süre sonra ölürler.
Diğer Bilgiler
Tesbih böcekleri ile mücadelede en etkin yol saklandıkları yerlerin temizlenmesidir. Saklanabilecekleri nemli ortam olmadığında tespih böcekleri uzaklaşacak veya ölecektir. Bu konuda ev sahiplerinin yapabileceği birkaç basit işlem vardır: Yakacak odun ve kütükler evlerden uzağa taşınmalı ve yerden yüksekte muhafaza edilmelidir. Tesbih böceklerinin saklanmak için kullanabileceği ağaç kütüğü, tahta ve taşlar uzaklaştırılmalıdır. Kuru yaprak yığınları temizlenmeli ve kesilen çimler atılmalıdır. Yağmur oluklarının tıkalı olmadığı ve drenajın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirildiği kontrol edilmelidir.
Ekili alanlardaki kuru otların temizlenmesi gereklidir. Evlerin civarındaki kuru ot ve yapraklardan arındırılmış bir bölge bırakılmalıdır. Bu bölge 15 ila 30 cm genişliğinde olmalıdır. Böylelikle tesbih böceklerinin ve diğer zararlıların yuvalanması engellenebilir. Evlerin yakınında nemli ve gölge bir ortam yaratıyorlarsa ağaç dallarının ve bodur ağaçların budanması gerekebilir.
Dış kapıların düzgün şekilde kapatıldığından emin olunmalıdır. Pencere yalıtım bantları ve kapı altı süpürgelikleri onarılmalı ve kötü durumda olanlar değiştirilmelidir Döşeme altı boşlukları tesbih böceklerinin içeriye girmesine engel olacak şekilde kapatılmalıdır. Ancak döşeme altındaki havalandırma deliklerinin hava sirkülasyonunu sağladığından emin olunmalıdır. Tuğla evlerde oturanlar, tesbih böceklerinin evin içerisine girmesinin engellemek için dren deliklerinin küçük plastik perdelerle kapatmayı tercih ediyorlar.
Su yalıtımı, bodrum katlarındaki duvarlarda rutubeti azaltabilir. Hangi ürünlerin önerildiğini görmek için ev eşyaları satan mağaza danışmanlarından yardım alabilirsiniz. Kimi durumlarda bodrum katlarındaki rutubetin azaltılması için nem giderici cihazların kullanılması da etkili olabilir.